Saturday, October 14, 2017

İNGİLİZCE - YABANCI DİLDE KELİME ÖĞRENMENİN YOLLARI

-------------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI

Kitabın Tanıtım Videosu
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com



(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)





(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

-------------------

Wednesday, August 30, 2017

İNGİLİZCE VEYA BAŞKA BİR DİLİ KONUŞMANIN YOLLARI

-------------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI

Kitabın Tanıtım Videosu
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com



(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)





(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

-------------------

Friday, June 30, 2017

NELER ÇEKMİŞİZ İNGİLİZCE - YABANCI DİL ÖĞRENİRKEN!



Geçenlerde bir tanıdığımla Skype üzerinden görüşüyordum. Ben Üsküdar’daydım o ise, Amerika’da bir şehirden diğerine giden bir uçaktaydı. Görüşmemizi yazarak sürdürüyorduk. Konuşmamız da mümkündü, büyük olasılıkla.

Onunla görüşmemiz bitince, çocukluğumda evimize bağlanan telefonu hatırladım. Ev sahibimizin adınaydı ve telefon bizim daireye bağlanmıştı. Kendi dairelerinde de telefon vardı, çünkü (sanıyorum) o sıralar telefon hatları satın almak bir tür yatırımdı.

Apartmanda telefonu olan tek aile bizdik ve komşular da ihtiyaç olduğu zaman, telefon görüşmesi yapmak için bize gelirlerdi veya acil durumlarda onlara ulaşabilmeleri için bizim telefon numaramızı tanıdıklarına verirlerdi. Telefonumuz, yukarıdaki fotoğraftaki gibi, çok hoş bir zil sesiyle çalan, kırmızı bir telefondu. Tabiî ki bizim telefonumuzun üzerinde merhum annemin örmüş olduğu küçük, dantel bir örtü de bulunuyordu!

O dönemlerde nişanlı olan bir komşu kızı da, nişanlısıyla görüşmek üzere bizim telefonumuzu kullanmak için gelirdi ve zaman zaman ailece nişanlısıyla tartışmalarına tanık olurduk. Çünkü telefon evin salonundaydı ve orayı oturma odası olarak kullanıyorduk.

O zamanki teknolojiyle, söz gelimi Kırşehir’deki bir akrabamızla görüşme yapmak istediğimizde, PTT’yi arıyor, Kırşehir ile görüşme yapmak istediğimizi söyleyip, numarayı veriyorduk. Normal şartlarda saatlerce beklememiz gerekiyordu. “Acele” derseniz 2-3 saat “yıldırım” derseniz, sanıyorum yarım saat içinde sizi istediğiniz numaraya bağlıyorlardı. Elbette son iki hizmetin ücreti faturaya oldukça yüksek rakamlar olarak yansıyordu.

Fakat şimdi ben Amerika’da seyahat eden bir uçaktaki arkadaşımla Üsküdar’dan neredeyse sıfır maliyetle konuşabiliyorum. Kızım yurt dışındaki kuzeniyle aynı zamanda Skype üzerinden konuşarak online bir oyun oynayabiliyor.

Gelelim İngilizce öğrenmek için yaşadıklarıma:

İngilizce serüvenimde ilk etki babamdandır. Bundan 40 - 45 yıl önce ülkemizde İngilizce veya diğer yabancı dilleri bilenlerin bugünkü kadar çok olmadığı bir dönemde, babamın yabancılarla konuşabilmesi, iş yerinde yurt dışına gidilmesi gereken konularda tercih edilmesi vs. beni etkilemişti.

İngilizce konusunda beni ileri götüren ikinci kaldıraç, hikaye kitapları olmuştur. Bir gün Kadıköy’deki Gençlik Kitapevinde İngilizce hikâye kitapları görüm ve okumaya başladım. Kitabın adı sanıyorum “April Fool’s Day” adlı kitaptı. Birinci düzeyde bir kitaptı, ama İngilizce bir kitabı anlamak hoşuma gitmişti.

Sonra bu kitapların ses kasetlerini keşfettim. O zamanlar, İngilizce yayın bulmak, “Dünya Radyosu” adı verilen ve kısa dalga bandı çok çeşitli olan bir radyoyla mümkündü. Ama ben o zamanlar bunu bilmiyordum. Kasetlerle devam ettim. Sonra CD’ler çıktı .

Bir ara TRT FM, kimi zaman TRT televizyonunda yayınlanan Amerikan-İngiliz filmlerinin İngilizce orijinal seslendirmesini eş zamanlı olarak vermeye başlamıştı. Bu türden film yayınının yapıldığı günleri heyecanla beklediğimi hatırlıyorum!

Hatta İngilizce konuşmalar dinleyebilmek için, İngilizce film oynatan video cihazını teybe bağlayıp, kaydediyor ve yürürken dinliyordum. Üniversiteye gittiğimde ilk sene British Library’den bulabildiğim her kaseti ödünç alıp-dinledim.

Derken MP3 çalarlar, Ipodlar, internet ve akıllı telefonlar çıktı. Bugün internetten her dilde görsel - işitsel yayınları takip edebilir, benim yaptığım gibi Fransız radyosu veya başka bir ülkenin radyosunu dinleyebilirsiniz. Sosyal medya da akıllıca kullanılırsa, İngilizce – yabancı dil öğreniminde büyük yararlar sağlayabilir. Fakat bizim araçlarımız kısıtlıydı ve bu belki de odaklanmamızı sağlıyordu. Bugünse çok çeşitli araçların var olması, öğrencinin dikkatini dağıtabiliyor. Bu açıdan, öğrencilerin odaklı çalışmaları konusunda öğretmenlere ve danışmanlara büyük iş düşüyor. Yukarda saymış olduğum gelişimlere ek olarak, bugünlerde fark ettiğim bir şey de İngilizce videolar artık İngilizce alt yazıyla yayınlanıyor. Büyük bir devrim midir? Bunca şey arasında büyük bir devrim sayılmaz. Fakat bu yeni özellik de, bana eski yoksunluk günlerimizi hatırlattı ve bu yazıyı yazmama sebep oldu.

Zamanla her şey değişiyor...
 -----------------
İngilizce Kolay Facebook
İngilizce - Yabancı Dil Öğrenmede Danışmanlık Hizmetimiz
-------------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI

Kitabın Tanıtım Videosu
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com



(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)





(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

-------------------

Saturday, June 10, 2017

KONUŞARAK İNGİLİZCE – YABANCI DİL ÖĞRENMEK NASIL OLUYOR?


Değişik vesilelerle nasıl İngilizce öğrendiklerini, yine İngilizce konuşarak anlatan Türk vatandaşlarını dinliyorum. Bunların bir kısmı, konuşarak İngilizce öğrendiklerini ve bunun çok iyi bir yöntem olduğunu söylüyorlar. Bakıyorum, İngilizceleri güzel, yani sadece zorda kalıp, ihtiyaçtan konuşmaya çalışmış kişilerin İngilizcelerine benzemiyor. Daha sonra kendileriyle konuşunca anlıyorum ki, aslında meselâ dizi film seyretme veya yabancı dilde şarkılar dinleme veya yabancı kanalları seyretme gibi alışkanlıklar var. Fakat bu etkinliklerin dil edinimi konusundaki etkilerini bilemediklerinden konuşmalarında dile getirmiyorlar. Sadece konuşarak öğrendiklerini düşünüyorlar veya konuşmanın daha önemli olduğu fikrinde oldukları için, konuşmayı besleyen etkinlikleri konuşmalarında es geçiyorlar. 

İkinci gruptan konuşmacıların İngilizceleri ise sosyal düzeylerine göre “berbat” denebilecek durumda. (Bu kişilerin arkadaşları, çalışanları vs. bu kişilerin pozisyonları dolayısıyla, onları kırma endişesiyle vs. arkadaşları, çalışanları vs. onları ikaz etmiyor veya edemiyorlar) Anlıyorum ki bu kişiler, karşılaştıkları kişilerle konuşarak zamanla kendilerine göre bir İngilizce düzeyine sahip olmuşlar. Bu süreç de bir problemi beraberinde getiriyor. İngilizce konuştuğumuz kişilerin çoğunun İngiliz, Amerikalı veya anadili İngilizce olan başka bir ülkeden olmadığını, yani meselâ bir Yunan vatandaşıyla İngilizce’yi konuşarak iletişime geçtimizi göz önüne alalım; o zaman İngilizceyi sadece çoğu anadili İngilizce olmayan kişilerle konuşarak öğrenmiş birisinin diline yerleşmiş olan yanlışların, yanlış kullanımların sayısını tahmin edebiliriz!

Söz konusu kişi, akşamları söz gelimi BBC televizyonu seyrediyor veya resmi anlamda kaliteli İngilizce yayınlar dinliyorsa, bu durumda yanlış girdilerin etkisinden arınabilir. Çünkü, meselâ Türkiye’de istatistik olarak yabancı dil olarak İngilizce konuşanların çoğunun, anadili İngilizce olmayan kişilerle daha çok muhatap oldukları fikrindeyim. Bu durumdan kaçınamayız da. Aksine İngilizcenin yararlarından birisi anadili İngilizce olmayan yabancılarla da iletişim kurmamızı sağlamasıdır. Bununla birlikte, mecburen farklı ülkelerden anadili İngilizce olmayan kişilerle iletişim kurduğunuz süreçler dışında, İngilizceyi kaliteli – fasih olarak kullanan kişilerle veya söz konusu lisanın yine kaliteli – fasih olarak kullanıldığı yayınlarla muhatap olmalısınız. Bu tavsiyem, söz gelimi Almanca, Arapça veya başka bir yabancı dil öğrenen kişiler için de geçerli. Hatta sadece yabancı dil konusunda değil, anadil ediniminde de durum aynıdır. Anadilimiz de sadece iletişim süreçleriyle geliştiyse ve muhatap olduğumuz kişilerin dil kullanımı kaliteli değilse, aynı durumu yaşarız.

Öğrenmekte olduğunuz lisanla ilgili olarak, kaliteli - fasih dil edinimini belli bir düzeyde tutarsanız, aldığınız yanlış girdiler, dil kullanımınıza zarar vermeyecektir. Zihniniz bu yanlış kullanımları düzeltecektir. Bu arada, bu durum sadece konuşma dilinize değil, yazı dilinize de yansır. 
-----------------
-------------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI

Kitabın Tanıtım Videosu
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com



(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)





(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

-------------------

Saturday, May 27, 2017

YABANCI DİL BİLMEK; EYÜP HATTINDAN BİR RAMAZAN HATIRAM


Bir zamanlar Eyüp'teki bir ithalat şirketinde yarı zamanlı tercümanlık yapıyordum. Sabah gidiyordum ve öğleden sonra dönüyordum. Duruma göre bütün gün kaldığım da oluyordu. Üsküdar’dan bir motora binip, Eminönü, Kasımpaşa, Fener, Balat, Ayvansaray, Sütlüce iskelelerine uğradıktan sonra Eyüp’e ulaşırdık. Herhangi bir İstanbullu ve özellikle İstanbul dışından gelen misafirleriniz için pahalı olmayan ve oldukça keyifli bir gezi olarak da öneririm. Sadece sefere katılmak da, oraya kadar gitmişken Eyüp’ün o güzel atmosferinde zaman geçirip aynı şekilde tekrar Üsküdar’a dönmek de sıra dışı ve güzel bir deneyimdir. Deniz havasını teneffüs ederek, İstanbul’un bir kısmını gezmek ve bu sırada çay keyfi yaşamak herkese iyi gelir fikrindeyim.

Yine böyle bir sabah işe giderken, aylardan Ramazandı. Güvertede otururken, yabancı bir hanım efendinin de güvertede yolculuk etiğini gördüm. Kendisine selam verdim ve Alman olduğunu öğrendim. Ben de o vakte kadar Almanya’ya bir kaç kez gittiğim için kendisine sorularım oldu ve İngilizceyi kullanarak konuşmaya devam ettik. Ressam olan bu hanımefendi bir ara bana Ramazan ayında, sıcakta akşama kadar aç kalmak zor olsa gerek, nasıl dayanıyorsunuz?“ dedi. Ben de “sorunuza cevap vermeden önce bir şeyi açıklığa kavuşturayım izninizle” diye cevap verdim ve devam ettim: “Oruç ve aç kalma kavramları farklı kavramlar. Sabah kahvaltı yapmayıp bir bardak su içerseniz ve akşama kadar bir şey yemezseniz, aç kalmış olursunuz. Veya sabah kahvaltı yapıp, alışık olduğunu öğle yemeğini atlarsanız, aç kalmış olursunuz. Bu da rahatsız edici bir durumdur. Fakat oruç başka bir durum. Onun için karar verirsiniz, sahura kalkarsınız, zihnen-fiziksel olarak hazırlanırsınız. Açlık durumu, oruç sürecine zaman zaman misafir olur ve fakat onun içerdiği bir alt kavram olarak kalır. Oruç, açlığın çok üzerinde ve daha geniş bir kavram.” Kendisini ressam olark tanıtmış olan bu bayan bana “oruç kavramına dair bu açıklamanız benim açımdan oldukça farklı. Aklımda tutacağım” dedi. Sonrasında ben bu Alman bayana veda edip, Eyüp İskelesinde indim.

Bu hatıramı zaman zaman öğrencilerime anlatırım. Anlatma sebebim de şudur: Bir kişi de olsa, onun onun önemli bir kavramı doğru anlamasına yardım etmiştim. O kişi Almandı ve ben de bir Türk vatandaşıyım. O Türkçe bilmiyordu ve ben de Almanca. Fakat İngilizce konuşarak birbirimizi anladık. Bir Türk vatandaşı olarak elbette Türkçe’nin dünya lisanı olmasını isterdim. Bir gün olması umudunu da taşıyorum. Fakat bugün İngilizce böyle bir konumda. Dil öğrenme konusunda global dengeler, konjunktür. İş fırsatları gibi şeyler, birer itici sebep olabilir. Fakat yukarda anlatığım hatıradaki gibi, lisan bilmenin değerleriniz açısından da çok yararı var  Yani yabancı bir dili anlamak, konuşmak, hiç bir başka sebep olmasa bile, insanı şahsen de zenginleştiren bir beceridir. Hatta konuşamasanız, sadece okuyabilseniz, bu becerinin bile bir çok yararı var.

Yılmadan ve verimli yöntemleri kullanarak çalışmaya devam.
-------------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI

Kitabın Tanıtım Videosu
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com



(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)





(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

-------------------

Saturday, April 22, 2017

DİLCİ OLMANIN SAYISALCI VEYA SÖZELCİ OLMAKTAN DAHA HAVALI OLDUĞUNA DAİR 15 KANIT :)


(Fotoğraf: İstanbul Medipol Üniversitesi Dil Okulu hocaları, her nasılsa, o ara ben dışarı çıkmışım.)


1. Sosyal becerileri çok yüksektir. Girdikleri her ortamda kolaylıkla arkadaş edinir, 

2. Vizyon sahibi ve idealistlerdir. Yaşıtları MF, TM, TS arasında gidip gelirken onlar radikal bir kararla dilci olmayı seçmişlerdir.

3. Entelektüeldirler. Çok okurlar, çok gezerler, çok şey bilirler, öğrenme aşkıyla doludurlar. Çünkü dilci olmak bir yaşam tarzıdır.

4. Genel kanının aksine matematik zekaları yüksektir. Dil ve matematik birer semboller bütünü olduğundan sayılarla da araları hiç fena değildir.

5. Gelişmiş zevkleri vardır. Müzik tarzından giyim tarzına, müdavimi oldukları mekanlardan tercih ettikleri film türlerine kadar farklılıklarını ortaya koyarlar.

6. Gerçek bir sanat tutkunu olurlar. Aynı zamanda sanatsal becerileri de yüksektir. Mutlaka bir sanat dalında kendilerini geliştirmeye heveslidirler.

7. Empati becerileri yüksektir. Bir derdiniz olduğunda sizi sabırla dinler, ihtiyacınız olan anlayışı gösterirler.

8. Espri yetenekleri güçlüdür. Şakanın iyisini kötüsünü şıp diye ayırt ederler. Hayattan zevk almasını çok iyi bilirler.

9. Ateşli bir aktivisttirler. Toplumsal olaylara ve eşitsizliklere karşı duyarlıdırlar. Her türlü haksızlığa karşı ön saflarda yer alan, yılmaz bir insan ve hayvan hakları savunucusudurlar.

10. İkna becerileri yüksektir. Onların elinde, ağzını ayıra ayıra ağlayan bir çocuk saniyeler içinde neşeli kahkahalar atmaya başlayabilir.

11. Kendilerini çok iyi ifade ederler. Bir lisan bir insansa, bir dilci tek başına üç kişi eder ve birbirinden farklı insanlara kendini anlatabilir.

12. Kendilerini dünya vatandaşı olarak görürler. Hayatlarının bir noktasında dünyayı gezme veya yurt dışında yaşama hayalleri kurarlar ve pek çoğu bunu başarır.

13. Farklılıklarını ortaya koymak konusunda zaman ve mekan tanımazlar. Bir ortamda onları fark etmemek zordur.

14. Özgüvenleri yüksektir. Adımları kendinden emindir, kendilerini sevdikleri için başkalarına da sevgiyle yaklaşırlar.

15. Yaratıcı ve zekidirler. Bir sorununuz olduğunda dilci dostlarınıza rahatça danışabilirsiniz, sizin için ilginç bir çözümleri her zaman vardır.

16. Meşhur sayısalcı ve sözelci kavgasını çekirdek çıtlatarak izlerler. Sözel ve sayısal zekaya sahip olduklarından biri onlara laf atmaya kalktığında "Ahıahıahı" veya "LOL" diye gülerler.

(Kaynak: Onedio.com)
 -----------------
-------------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI

Kitabın Tanıtım Videosu
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com



(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)





(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

-------------------