Saturday, September 23, 2006

İNGİLİZCE VEYA YABANCI DİL ÖĞRENMEK ZOR DEĞİLDİR, ZORLAŞTIRILMAKTADIR (37)


Ülkemizde bir yabancı dil öğrenme furyası sürüp gitmekte. Bunca araştırma ve geliştirme çalışmalarına rağmen, yabancı dil öğreniminin raydan çıkıp-anlamsızlaştığı bazı noktalar var. Bunların düzelmemesinin sebebiyse, ne yazık ki imkânların azlığı değildir. Sadece konuya bakışımızın eksikliğidir. Bu alandaki bell, başlı sorunlar şunlardır:

• Çok nadir durumlar dışında, yabancı dil öğretilen kurumlarda ve dershanelerde danışmanlık sistemi yoktur. Öğrencilerinin yaşlarına ve durumlarına göre yabancı dil öğreniminin doğasıyla ilgili olarak danışmanlık verilmemektedir. Öğrendikleri dille ilgili hedeflerinin netleşmesine ve öğrenciyle-dil arasında duygusal bağ kurulmasına yardımcı olunmamaktadır. Kuruma ya da dershaneye gelen herkesin, konuyla ilgili sorunlarını çözdüğü ve hazır geldiği varsayılmaktadır. Hâlbuki bir öğrenci sözgelimi çok iyi bir doktor olabilir, ama yabancı bir dili nasıl çalışacağını bilemeyebilir. Zorluklar karşısında yılgınlığa düşebilir ve desteğe ihtiyacı olabilir. Bu çok doğaldır. Ders dışında hangi araçları, nasıl kullanabileceğini ona göstermelidir.

• Kurumların çoğunda dil öğrenimi için kaçınılmaz olan araç ve gereç desteği ne yazık ki yoktur. Kurumun mobilyaları, sandalyeleri vs. için onca para harcanırken, bir sesli-görsel araçlar-kitaplar arşivi oluşturulmaz. Ders dışında ve ders içinde kullanılması gereken görsel-işitsel araçlar öğrenciye sunulmaz. Kendi algı sistemine uygun alternatifler bulamayan öğrenci, gramer öğrenmekte ama dili edinememektedir. “Süper” öğretmenlerin “ben her şeye yeterim tavrı” başarısızlık sürecini hızlandırmaktadır. Hâlbuki öğrenciler, arabalarında ya da evlerinde sesli yayınlar dinleyebilir, filmler seyredebilirler. Bu şekilde telaffuz, kelime haznesi ve kullanımı vs. gibi konularda gelişebilecekken, bundan mahrum olmaktadırlar. Öğrencilerin görsel ve işitsel desteğe ihtiyaçları vardır çünkü öğrendikleri dilin kullanıldığı bir ülkede yaşamıyorlar.

• Yabancı dil bilgisi derslerde verilebilir. Fakat ayrıntıların sindirilmesi zaman alır. Ders sunumunun müfredatı olabilir, ama dili edinmek zaman gerektirir. Yabancı dili edinmek o kadar da kolay değildir. Yabancı dil öğretmenleri, sadece mesleklerinin konusu olan dili bilirler. Üniversitede okuduğu dilden başka bir dil bilen İngilizce öğretmeni nadirdir. Ama öğrencilerini birçok konuyu kısa sürede öğrenmeye zorlarlar. On yılda öğrendikleri bir dili, öğrencilerin sekiz ayda öğrenmesini beklerler. Madem dil öğrenmek o kadar kolay, niçin kendileri birkaç dil bilmiyor diye sorabilirim. Bir İngilizce öğretmeninin İngilizce bilmesi marifet değildir! Zaten işi odur. Ama sözgelimi bir mimarın İngilizce öğrenmesi, sıra dışıdır, daha sıkı bir çalışma ve emek ister! Onlara dikkatle yaklaşmak gerekir.

• Yabancı dil öğretimi, genellikle ödev kağıtları ya da testlerle yapılmaktadır. Halbuki bu, fare deneylerinden çıkan bir yöntemdir. Aynı şeyi defalarca yapan birinin konuyu öğrenmesi beklenir. Yani fare deneye-yanıla peyniri bulacaktır. Öğretmenler o kadar klasik davranmaktadırlar ki, ders kitaplarının videoları-kasetleri bile kullanılmamaktadır. Hikâye kitapları okumak bile önerilmez. Yabancı bir dili matematik dersi verir gibi verip- o dilin formüllerden ibaret olduğu hissini uyandırmaktadırlar. Formüller kullanılmasına karşı değilim ama neden öğrencilere filmler-hikaye kitapları-işitsel dokumanlar önerilmez, onu bir türlü anlamam.

Elbette danışmanlık sistemleri, görsel ve işitsel araç-gereç desteğiyle öne çıkan kurumlar var. Fakat bunlar o kadar az ki! Umarım bu durum değişir. Umarım dışı süslü ve içleri lüks mobilyalarla dolu dershaneler ve dil okulları, öğrencilerin en doğal hakkı olan görsel-işitsel araçlara ve danışmanlık hizmetine de bütçe ayırırlar.

-------------------------------
Savaş ŞENEL: İngilizce Öğretmeniİletişim DanışmanıOkunaklı-Anlaşılır Yazarlık Koçu
                           savassenel@gmail.com, savassenel@yahoo.com

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI

Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com
"Az Acılı ve Kalıcı İngilizce-Yabancı Dil Öğrenimi için Püf Noktaları" adlı Kitabın Facebook sayfası

(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)




(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

-------------------

ÜZÜLÜYORUM YABANCI DİL VEYA İNGİLİZCE ÖĞRENENLERE: BU ŞEKİLDE İŞLERİ ÇOK ZOR (36)



Şu anda Türkçe’yi yabancı dil olarak öğrenen bir Amerikalı dostum var. Bu dostum Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden birinde Türkçe öğreniyor. Bir öğrencim de seçkin bir üniversitede hazırlık okuyor. Ayrıca yakın bir tanıdığımda Arapça öğrenmekte. Ne yazık ki üçünün de yaşadığı sorunlar aynı ve onlarla konuştukça yabancı dil öğretimindeki durumun vehâmetini anlıyorum.

Türkçe öğrenmekte olan Amerikalı tanıdığım, bir profesör. Onunla anlattıklarından Türkçe’yle, onu öğrenen öğrenciler arasında hiçbir duygusal bağın kurulmaya çalışılmadığını anladım. Öğretmenler, genel olarak yapılan bir hataya düşüyorlar: Yetişkin insanların çok mantıklı olduğunu varsayıp-onları bilgisayar sanıyorlar. Türkçe’yi ya da Türk kültürünü anlatan, yabancılarla dil ve kültür arasında duygusal bağ kuran hiçbir çalışmaları yok. Onlara Türkçe filmler, sesli yayınlar ya da dokumanlar önermiyorlar. Ben bu dostumuza birkaç Türk filmi ve kaset-kitap verdim. Bir de Türkçe gramerini Türkçe anlatıyorlar. Bir insanın dili öğrenmesi için gramer dersleri araç olarak kullanılmamalı. Gramer, bir araçtır ama seyrettiğimiz filmleri, okuduğumuz filmleri anlamlı inputlara çevirmeye yarar. Öğrenci zaten grameri anlamıyor, neden bir de onu yabancı dilde anlatıyorsunuz.

Yine Arapça öğrenen bir tanıdığımla da konuşuyoruz. Onun hocası da herhangi bir kitap, dokuman- film ya da sesli yayın önermiyor. Aynı şekilde, onun da Arapça’yı ya da Arap kültürüyle öğrencisi arasında duygusal bağ kurma derdi yok. Onun hocası da “Aşığa Bağdat Yakındır” ilkesiyle davranıyor. Hocalarının yardımı olmadan öğrencilerin Arapçalarını ilerletmeleri neredeyse imkânsız. Çünkü ders dışında takip edilecek başka hiçbir kaynak önermiyorlar. Hâlbuki “fasih” Arapça’nın konuşulduğu bir sürü televizyon kanalı var. Bir kaç saatlik programları çekip öğrencilerin arasında dolaşmalarını sağlasanız ne olur, kıyamet mi kopar? Ben öğrenciyken mutfakta yemek yaparken ya da bulaşık yıkarken az mı kaset dinledim? Dinlediklerim, beni İngilizce’nin tadına vardıran, seminerler, tiyatro eserleri ve bunlara benzer şeylerdi.

Benim bir öğrencim de yine seçkin olduğu söylenen bir üniversitede İngilizce hazırlık okuyor. Orada da durum aynı. Öğrencilere ne okuma kitapları, ne filmler ne de sesli yayınlar tavsiye edilmiyor. Ders dışında sesli yayınlar dinlemeyen bir öğrencinin sözgelimi telaffuz nasıl gelişecek? Öğrenilen konuları beyin nasıl sindirecek? Kimin umrunda? Alıştırma kağıtları ve testler nelerine yetmiyor?

Her türlü görsel ve işitsel aracın neredeyse üstümüze yağdığı yani o kadar bol olduğu bir zamanda yabancı dil öğretmenlerinin bu tavrını anlamak güç. Öğrencilerine bir radyo kanalı bile önerseler, öğrenci öğrenmekte olduğu dilde haber programları dinlese, telaffuzundaki gelişme bir haftada fark edilir. Bir öğrencimin telaffuzu çok düzgündü. Ona “Sen, İngilizce bir şeyler dinliyorsun sanırım” dedim “Bunu nerden anladınız” diye sordu. Cevabım açıktı: “telaffuzundan anladım” Sonra bana Amerikan radyolarını dinlediğini söyledi. Şu anda ben de Fransızca çalışıyorum. Fransızlarla çat-pat konuştuğum birkaç keresinde kendi aralarında telaffuzumun güzel olduğunu söylediler. Bunun sebebi nedir biliyor musunuz? Dinlediğim Fransızca kasetler ve Fransızca yayın yapan Radyo Kanada. Yoksa sebep benim sıra dışı biri olmam değil.

Yabancı dil öğretenlere soruyorum: neden öğrencilerinize öğrendikleri dili içeren araçlar-dokumanlar-filmler önermiyorsunuz? Bunu ciddî olarak merak ediyorum. İnanın bana bütün samimîyetimle soruyorum: Yabancı dil öğretmenleri, öğrencilerine kendilerinden başka kaynaklar vermeyi sevmiyorlar mı?
-------------------------------
Savaş ŞENEL: İngilizce Öğretmeniİletişim DanışmanıOkunaklı-Anlaşılır Yazarlık Koçu
                           savassenel@gmail.com, savassenel@yahoo.com

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI

Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com
"Az Acılı ve Kalıcı İngilizce-Yabancı Dil Öğrenimi için Püf Noktaları" adlı Kitabın Facebook sayfası

(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)




(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

-------------------