Saturday, May 27, 2017

YABANCI DİL BİLMEK; EYÜP HATTINDAN BİR RAMAZAN HATIRAM


Bir zamanlar Eyüp'teki bir ithalat şirketinde yarı zamanlı tercümanlık yapıyordum. Sabah gidiyordum ve öğleden sonra dönüyordum. Duruma göre bütün gün kaldığım da oluyordu. Üsküdar’dan bir motora binip, Eminönü, Kasımpaşa, Fener, Balat, Ayvansaray, Sütlüce iskelelerine uğradıktan sonra Eyüp’e ulaşırdık. Herhangi bir İstanbullu ve özellikle İstanbul dışından gelen misafirleriniz için pahalı olmayan ve oldukça keyifli bir gezi olarak da öneririm. Sadece sefere katılmak da, oraya kadar gitmişken Eyüp’ün o güzel atmosferinde zaman geçirip aynı şekilde tekrar Üsküdar’a dönmek de sıra dışı ve güzel bir deneyimdir. Deniz havasını teneffüs ederek, İstanbul’un bir kısmını gezmek ve bu sırada çay keyfi yaşamak herkese iyi gelir fikrindeyim.

Yine böyle bir sabah işe giderken, aylardan Ramazandı. Güvertede otururken, yabancı bir hanım efendinin de güvertede yolculuk etiğini gördüm. Kendisine selam verdim ve Alman olduğunu öğrendim. Ben de o vakte kadar Almanya’ya bir kaç kez gittiğim için kendisine sorularım oldu ve İngilizceyi kullanarak konuşmaya devam ettik. Ressam olan bu hanımefendi bir ara bana Ramazan ayında, sıcakta akşama kadar aç kalmak zor olsa gerek, nasıl dayanıyorsunuz?“ dedi. Ben de “sorunuza cevap vermeden önce bir şeyi açıklığa kavuşturayım izninizle” diye cevap verdim ve devam ettim: “Oruç ve aç kalma kavramları farklı kavramlar. Sabah kahvaltı yapmayıp bir bardak su içerseniz ve akşama kadar bir şey yemezseniz, aç kalmış olursunuz. Veya sabah kahvaltı yapıp, alışık olduğunu öğle yemeğini atlarsanız, aç kalmış olursunuz. Bu da rahatsız edici bir durumdur. Fakat oruç başka bir durum. Onun için karar verirsiniz, sahura kalkarsınız, zihnen-fiziksel olarak hazırlanırsınız. Açlık durumu, oruç sürecine zaman zaman misafir olur ve fakat onun içerdiği bir alt kavram olarak kalır. Oruç, açlığın çok üzerinde ve daha geniş bir kavram.” Kendisini ressam olark tanıtmış olan bu bayan bana “oruç kavramına dair bu açıklamanız benim açımdan oldukça farklı. Aklımda tutacağım” dedi. Sonrasında ben bu Alman bayana veda edip, Eyüp İskelesinde indim.

Bu hatıramı zaman zaman öğrencilerime anlatırım. Anlatma sebebim de şudur: Bir kişi de olsa, onun onun önemli bir kavramı doğru anlamasına yardım etmiştim. O kişi Almandı ve ben de bir Türk vatandaşıyım. O Türkçe bilmiyordu ve ben de Almanca. Fakat İngilizce konuşarak birbirimizi anladık. Bir Türk vatandaşı olarak elbette Türkçe’nin dünya lisanı olmasını isterdim. Bir gün olması umudunu da taşıyorum. Fakat bugün İngilizce böyle bir konumda. Dil öğrenme konusunda global dengeler, konjunktür. İş fırsatları gibi şeyler, birer itici sebep olabilir. Fakat yukarda anlatığım hatıradaki gibi, lisan bilmenin değerleriniz açısından da çok yararı var  Yani yabancı bir dili anlamak, konuşmak, hiç bir başka sebep olmasa bile, insanı şahsen de zenginleştiren bir beceridir. Hatta konuşamasanız, sadece okuyabilseniz, bu becerinin bile bir çok yararı var.

Yılmadan ve verimli yöntemleri kullanarak çalışmaya devam.
-------------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI

Kitabın Tanıtım Videosu
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com



(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)





(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

-------------------