Saturday, December 22, 2007

TERCÜME YAPMAYI NEDEN SEVİYORUM? (53)

Tercüme yapmak, bir çok alanda olduğu gibi ancak uzun yıllar boyu ustalaşırsanız, maddi ödülü büyük olabilecek bir alandır. Çoğu İngilizce öğretmeni tercüme yapmak yerine ders vermeyi seçer. Zaten İngilizce ya da başka bir dili bildiğiniz için tercüme yapmazsınız, aynı zamanda bu işi sevmelisiniz de.

Ben tercüme alanındaki üstatlarımızın affına sığınarak, bu konudaki düşüncelerimi yazmak istiyorum.

Tercüme yapmak için, o konudaki gelirden daha başka beklentileriniz olmalıdır. Sadece para kazanmak için tercüme yapmak zordur. Bu bütün meslekler için geçerlidir diye düşünüyorum. Bir işi sadece geçinmek ya da keyif aldığınız başka bir sebep olmadan yapmak, insanın ruhunu soldurur kanısındayım. Ama sevdiğiniz bir işi de size bedava yaptırmak isteyenler çıkabilir. Buna karşı da dikkatli olun derim.

Tercüme yapmak için yabancı dile vakıf olmak gerektiği düşünülür. Bu doğru bir düşüncedir. Fakat yabancı dili iyi bilmek, tercüme sürecinin sadece bir parametresidir. Başka bir deyişle temellerinden sadece birisidir. Tercüme yapmak için ana dilinizi de iyi bilmeli ya da geliştirmelisiniz. Yabancı dilde okuduğunu ana dile dönüştüremeyen birisi tercüme de yapamaz. Bu açıdan tercüme yapmak, bir metni anlamaktan ve onu özetlemekten başka bir şeydir.

Bu konuda sahip olmanız gereken başka bir özellik de empati becerisidir. hem yazarı anlamalısınız hem de kendinizi okuyucunun yerine koyabilmelisiniz. Dolayısıyla tercümanlıkta yaş önemlidir. Çok genç birisi bazı metinleri tam olarak anlamayabilir. Evet metni anlar, ama hayat tecrübesi az olduğu için yazarın duygularını kavrayamayabilir. Okuyucu açısındansa şöyle bir durum vardır: Okuyucu sizin çevirisini yaptığınız eseri okurken yalnızdır. O halde cümleleriniz açık seçik olmalıdır. Bu da, hem dil kullanımından hem de noktalama işaretlerinin doğru/ ergonomik/ beynin çalışmasına uygun bir şekilde kullanılmasından geçer. Okuyucu, ifadeleri net olarak anlamalıdır. Fakat anladığını kavrayacak alt yapıya sahip olup- olmamak konusunda sorumluluk okuyucunundur.

Tercüme sürecinde en önemli nokta, tercüme ettiğiniz metni sevmeniz, onunla duygusal bir bağ kurmanızdır. Bu, insan olmanın gereğidir. Bu açıdan, ben, bir şekilde yakınlık duyduğum metinleri tercüme ederim. Sonuçta, ortaya çevrilmiş bir metinle birlikte, o metinden bana kalan bir şeyler olsun isterim. Bu kalan şeyler, belki gelişen bir İngilizce ve Türkçe, belki bir konuda yeni bilgiler , belki de yeni bakış açısı olur.

Tercüme yapan kişi sabrı öğrenir. Her gün “fare gibi” eseri kemirir. Tercüme de yararlı bir ilke de günlük hedefler belirleyerek çalışmaktır. Acele etmeden, sabırla gidersiniz ve bir gün kocaman bir kitap bitmiş olur.

Tercüme yaparken yazarlığınız da gelişir. Başkalarının ifadelerini ana dilinize çevirirken, zaman içinde kendi düşüncelerinizi yazı diline tercüme etme ve ifade etme tarzınız da berraklaşır.

Tercüme sürecinden önce, tercüme edeceğim kitabı okumaya ve kendime yakın yerler bulmaya çalışırım. O kitabın doğasına uygun olarak seçtiğim müzik parçası ya da parçaları, benim sessiz çalışmalarıma eşlik ederler. Sözgelimi son tercüme maceramda bana eşlik eden müzisyenler Kitaro ve Vangelis’ti. Çünkü tercüme ettiğim kitapların doğasına uygun düşüyorlardı.

Tercüme çalışmasının en güzel yanı da, kitap basıldığında çevirmen olarak kitabın içinde kendi adınızı görmektir. Bu sevincinizi belli etmemelisiniz. Yoksa o da alacağınız ücretin bir kısmı gibi düşünülebilir ve bedelden düşülebilir (!)

Tercüme ettiğim kitapları rahatlıkla öneririm. Çünkü önermeyeceğim kitabı çevirmem. Şükür ki bu lüksüm var. Ayrıca, kitabı ben yazmadığım için de hararetle tavsiye edişim yanlış anlaşılmaz.

Kitap Tercümanlığı, ne yazik ki değeri anlaşılmayan bir meslektir. Genellikle bu meslek, ciddî olarak takdir görmez ve tercümanların emeği ucuza satın alınmaya çalışılır. Bu yüzden piyasa, aşksız ve ucuza yapılmış olan tercümelerle dolar. Okuduğunuz tercüme kitapların çoğunda, adını koyamasanız da bir yavanlık, anlaşılmazlık olmasının veya yabancı bir dilin kokusunu hissetmenizin sebebi işte budur.

Tercüme yapmayı seviyorum, çünkü tercüme yapmak, bana sabrı öğreten, yabancı dil öğrenmeyi ve ana dilimi sevdiren üstatlarımdan biridir.

-------------------------------
Savaş ŞENEL: İngilizce Öğretmeniİletişim DanışmanıOkunaklı-Anlaşılır Yazarlık Koçu
                           savassenel@gmail.com, savassenel@yahoo.com

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI

Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com
"Az Acılı ve Kalıcı İngilizce-Yabancı Dil Öğrenimi için Püf Noktaları" adlı Kitabın Facebook sayfası

(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)




(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

-------------------

No comments:

Post a Comment