Sunday, May 24, 2009

YABANCI BİR DİLİ-İNGİLİZCEYİ KONUŞURKEN OTURUM YÖNETEBİLMEK (71)


Bazı kişiler yabancı bir dili-İngilizceyi düşük bir düzeyde bilmelerine rağmen, bu dili kullanarak bir yere kadar kolaylıkla iletişim kurabilirler. Bunun sebebi hata yapmaktan korkmamaları ve oturumu yönetebilmeleridir. Bazı kişiler de aslında İngilizce düzeyleri idare eder veya iyi durumda olduğu hâlde bir türlü konuşamazlar, daha doğrusu diyalogları sürdüremezler. Çünkü hata yapmaktan korkarlar veya oturumu yönetemezler.

“Oturum yönetmek” derken kastettiğim şey, içinde bulunduğunuz iletişim sürecinin-diyaloğun akışını kontrol altında tutabilmektir. Yani anlamadığınız ifadeleri veya anlamını bağlamdan çıkaramadığınız kelimeleri sormak, karşınızdaki kişinin konuşmasını yönlendirmek ve sözgelimi çok hızlı konuştukları zaman yavaş konuşmalarını rica etmek gibi şeyleri yapabilmektir. Fakat insanların çoğu bunları yapmaktan çekinirler ve konuyu “gurur mevzuu” yaparlar!Aslında İngilizceniz zayıf bile olsa konuda çekinmeye gerek yoktur. Çünkü siz ortaya bir çaba koyuyorsunuz ve karşınızdaki kişi bunu takdir edecektir. Ayrıca çok iyi bir İngilizceniz olsa bile, karşınızdaki kişileri kolaylıkla anlamanız her zaman mümkün olmayabilir. Çünkü karşınıza her zaman akıcı ve net konuşan yabancılar çıkmayacaktır. Mesela ben İngilizce öğretmeniyim ve İngilizceyle bayağı bir ilgili olduğumu söyleyebilirim. Ama beni zorlayan birçok diyalog hatırlıyorum. Sözgelimi bir gün Çin’de bir fabrikada pazarlama müdürüyle konuşuyorduk ve İngilizcesini hiç anlamıyordum. İngilizceyi sonradan öğrenmiş bir yetişkindi ve İngilizce mi konuşuyor yoksa Çince mi karar veremiyordum! Pazarlama sorumlusuydu ve toplantıda haklı olarak fikirlerini aktarmak istiyordu! Yine Çinli olan, ama İngilizce eğitim veren bir kolejden mezun olmuş ve dolayısıyla daha açık bir İngilizce konuşan genç bir tercüman vardı da, o bizim anlaşmamızı sağlıyordu. Fakat pazarlama sorumlusu bu kişiye de saygı duyduğumu göstermek için, (heyet üretim birimlerini dolaştığı sırada) onu bir köşeye çektim, onu anlayana kadar gözlerine bakarak dinledim ve en sonunda anlaştık!

Burada sorun, o kişinin İngilizcesindeki anlaşılmazlığı yüzüne vurmadan ve dolayısıyla onu herkesin içinde mahcup etmeden iletişim kurmaktı. Orada bizden başka kimse olmadığı için anlayamadığım ifadelerini istediğim kadar tekrar ettirebilmiştim. Bu tür durumlarda gerçekten çok dikkatli ve diplomatik olmanız gerekir!

Anadili İngilizce Olan Kişilerle Konuşurken

Eğer bir Amerikalı veya bir İngiliz’le konuşuyorsanız, çekinmenize gerek yok. İngilizceyi öğrenmekte olduğunu ve şimdilik çok akıcı konuşamadığınızı rahatlıkla ifade edebilirsiniz! Bu durumlarda ve genelde rol yapmaya gerek yok! Bu konuda anlayışlı olduklarını söyleyebilirim. Özellikle karşınızdaki kişiyle ticarî bir ilişkiniz varsa, size daha da anlayışlı davranacaktır. Çünkü siz onunla başkaları arasında köprü durumundasınız; İster şirketten birini soruyor olsunlar, isterse sizden öğrenmeleri gereken şey basit bir ayrıntı olsun, siz o anda önemli-kilit bir kişisiniz!

İngilizceyi veya bir yabancı dili kullanarak iletişime geçmek deyince, aklınıza gelen şey, durmadan konuşmak olmasın! Dinlemek de iletişimdir. Dolayısıyla konuşma becerinizi ilerletirken, dinleme becerinizi geliştirin. Dinleme becerisi konuşma becerisinden önce gelişir ve dinleme becerinizin gelişmiş olması da bir avantajdır. Diyaloglar kurarken, çok akıcı konuşamazsanız da, soru sorup-dinleyin! Özellikle yemek, kahve ve çay faslı gibi sohbet ortamlarında, insanlar kendilerini dinleyen kişilere karşı sempati duyarlar. Muhataplarınıza onların konuşmaktan keyif aldıkları konularla ilgili sorular sorun. Onları dinlerken anladığınızı bir şekilde belli etmeniz gerekir. Bu konudaki önemli ilkeler şunlardır: Birincisi fazla özel sorular sormayın. İkincisi her insanın konuşmaktan hoşlandığı şeyler; aile, çocuklar, hobiler vs ile ilgil sorular sorun. Üçüncüsü sorduğunuz soruların cevaplarını gerçekten merak edin.

İngilizceyi veya başka bir yabancı dili kullanarak iletişim kurarken, gösteri sanatlarındaki ilkeyi hatırlayın! İster bir sanatçı olun, ister bir jimnastikçi veya başka bir meslekten olun, gösteri anında hata yaptığınızda panik olmayın! Hatanızı gayet nazik bir şekilde düzeltin! Çünkü İngilizceyi akıcı konuşamamak suç değildir! Konumunuz ve pozisyonunuz itibariyle İngilizceyi akıcı şekilde konuşamayışınız bir eksiklik olsa bile, bunu gidermeye çalışıyor olmanız takdire şayandır ve bu yolda biraz rahat ve hatta bazen “pişkin” olmalısınız! Siz bir bireysiniz ve akıcı olmayan İngilizceniz yanında elbette birçok güzel özelliğiniz vardır! Ama bir yandan da filmler, ses dosyaları ve metinlerle İngilizcenizi geliştirin! 1-2 yıl sonra İngilizceniz gelişmiş olsun! İşi başka bir türlü bir “pişkinliğe” vurup, aynı yerde saymayın!

Bir her şeyi üzerinize alıp kişiselleştirmeyin! Mesela benim teyzemin konuştuğu Türkçeyi, Türkiye’de 3 yıldır Türkçe öğrenmekte olan bir yabancının anlayabileceğinden kuşkuluyum! Ben teyzemin Kırşehir aksanıyla konuştuğu Türkçeye bayılırım, ama zavallı bir İngiliz onu anlamakta bayağı zorlanır diye düşünüyorum! Yani sizin karşınıza hızlı konuşan, aksanlı konuşan bir Amerikalı veya İngiliz de çıkabilir! Bu sizin suçunuz değil! Ve bu durum İngilizcesi ileri düzeyde olanlar için de olası bir zorluktur! O kişiyi belki, o dili kullanan dostları da anlamakta zorlanıyordur! Kim bilir?

Acı yok, panik yok! Sabırla sorun ve sabırla dinleyin! Bu çabalarınızı aklı başında her insan takdir eder!

-----------------
-------------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI

Kitabın Tanıtım Videosu
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com



(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)





(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

-------------------

No comments:

Post a Comment