Geçen hafta derslerimden birisinde, “afacanlardan” birisi bana “hoccam, bu, bana snap atıyor ya!” diye arkadaşını şikâyet etti. Ben de şaşkın bir şekilde “snap atmak nedir yahu?” dedim. Meğerse, bu ifade, 7-10 saniyelik video çekip, etrafa göstermek veya Instagramda yayınlamak anlamına geliyormuş!
Snap atan, Whatsapp’ten
yazışan, kısa yolları tercih eden, hatta e-mail atmaya bile üşenen bir nesille
karşı karşıyayız. Keyif veren, kolayca ulaşılabilen ve kolayca kullanılan uygulamaların peşindeler. Onlara hak vermiyor da değilim; özellikle üniversite
hayatı karmaşık. Hızla iletişim kurmaya çalıştıkları için onları eleştiremem.
İngilizce derslerinde de,
bu “snap atan” öğrencilere uygun, görsel medya, işitsel dokümanlar
kullanıyoruz. Derslerde dijital ve cep telefonlarını kullanabilecekleri oyunlar
oynuyoruz. Öğrencilerin temsil sistemleri farklı ve onların bütününe hitap etme
çabası içindeyiz. Bununla birlikte kimi temel ve modası geçmeyen çalışmaları her
zaman vurguluyorum.
Özellikle İngilizce
metinler okumayı çok önemsiyorum. Bunu kitaplardan, PDF dosyalardan veya
tabletlerinden yapabilirler. Yabancı dilde metinler okumaksızın sağlam bir dil
öğrenimi mümkün değildir. Özellikle sözlüğe fazla bakmadan, kelimelerin
anlamlarını bağlamdan çıkararak ve metnin mesajını anlamaya odaklı bir şekilde okumak,
öğrencinin aynı dil kalıpları ve kullanımlarıyla binlerce defa karşılaşmasını
sağlamaktadır. Böylece taşlar yerine oturuyor.
Dinleme ise, ayrı bir
kazanımlar yoludur. İnternetin anavatanı olan Amerika’da ne kitap sektörü, ne
de sesli kitap sektörü önemini kaybetmiştir. Aksine insanlar, kendi
arabalarında veya toplu taşıma araçlarında sesli kitaplar, seminerler,
söyleşiler, konuşmalar dinlemektedirler. Yollarda geçen ve kitap
okumayamadığınız zamanların bir kısmını İngilizce-yabancı dilde metinler,
hikâyeler vs. dinlemekle geçirdiğinizde, öğrenmiş olduğunuz gramer, kelime
haznesi vs. gibi şeyler pekişmekte, en önemlisi bunları bir amaç için kullanmış
olmaktasınız. Telaffuz, dinleyende “konuşma havuzunun” dolması ve konuşma isteği
ve enerjisinin yükselmesi gibi şeyleri saymıyorum bile.
Dolayısıyla “Z nesli” diye
adlandırılan bu neslin alışkanlıklarını sürekli teşvik etmek yerine, aynı
zamanda onları metin okuma ve dinlemeye teşvik etmek gerektiğini düşünüyorum.
Çünkü dijital oyunlar, videolar vs. gibi yöntemlerle öğrettiğimiz şeyler, metin
okuma ve dinleme etkinlikleri olmazsa uçup gitmektedir. Yani harç kullanmadan
bina yapmak gibi bir etkinliği sürdürmüş oluyoruz düşüncesindeyim.
-----------------
-------------------------
Savaş ŞENEL: İngilizce Öğretmeni, İletişim Danışmanı, Okunaklı-Anlaşılır Yazarlık Koçu
savassenel@gmail.com, savassenel@yahoo.com
Yüz yüze ve Online (Skype , Google Drive) verdiği dersler Eğitimler
Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı Hizmetleri
savassenel@gmail.com, savassenel@yahoo.com
Yüz yüze ve Online (Skype , Google Drive) verdiği dersler Eğitimler
Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı Hizmetleri
SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI
AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Videosu
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com
(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Videosu
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com
(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR
No comments:
Post a Comment